nice yıllar geçiyor insanın hayatından.
hiç biri bir önceki gibi olmuyor, çünkü insan hiç bir önceki yıl gibi kalmıyor. büyüyor, değişiyor, istekleri farklılaşıyor.
benim başımdan 22 doğum günü geçti.(21 de olabilir, o hesaba hala kafam basmıyor. ) Gerçi dün doğum günümmüş gibi değildi, bütün gün hasta yatakta yatarken, ve bir uyur bir uyanık gezerken, her zaman olduğu gibi bir yeşilçam tribine bağladım.
'' bu gördüğüm son doğum günü! ''
filmini çektim kendi kafamdan, gripten ölmem hoş olmadı aslında ama Fatma Girik de bir filminde Hıçkırık tan ölüyordu, onu düşünüp aldırmadım o detaya. Vasiyetimi yazdım sonra, tam o kısma gelmişken, arkadaşlarımı, hayatımdaki insanları düşündüm birer birer.
Ben bütün insanları benim arkadaşlarım gibi sanardım, değillermiş, çok farklı hayatlarda çok farklı kafalar yaşayan insanlar varmış, gördüm.
O insanlarında bir hikayeleri olurmuş, ve suçlamamak gerekirmiş onları oldukları insan yüzünden, ön yargıları atmayı başarabilmek en büyük başarıymış, öğrendim.
Eğer kendini biliyorsan, tanıyorsan kim olduğunu, o insanlarla yapamayacağını, kendi arkadaşlarının kıymetini fazlaca anlayacağını, ve aslında sadece bunun için mutlu olunabileceğini bildim.
Sanırım bu yıl ki büyümem bunu kapsıyor. Bu bir yılıma şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çok şey sığdırdım.
Daha da sığdırırım umarım diyorum, çünkü hayat en güzel dolu dolu yaşanıyor, kastım çıkıp sokaklara tozutmak değil, herkesin doluluğu farklı neticede. Ama gençlik de gidiyor elden bir yerden sonra, o yüzden kıymeti bilinmeli bazı zamanların.
Her neyse..
Kendi arkadaşlarıma baktım birer birer, hepsiyle arkadaş kavramını aştığımı gördüm.
Mesela bir tanesi için eminim buna nasıl katlanıyorlar diye soruyordur insanlar içlerinden, trip desen var, can yakan el şakaları desen var, insan içinde normal bir şekilde dururken kendini birden itin götünde bulmalarda var.. Ama bundan ibaret değil kendisi, gece saat kaç olursa olsun, acil gel dediğinde gelir, adam gibi adamdır, her şeyini anlatırsın, sırf senin arkadaşın diye pohpohlamaz seni, fikri neyse onu söyler, hasta olursun sana bir şişe greyfurt portakal sıkar getirir. Her şeyden konuşursun, o da kasmaz rahat olur, senin hakkında biri bir şey diyecek olsa, o dibine kadar savunur seni, bilirsin.
Bir tanesi kış dönemlerinde mülayime bağlar, yaz dönemlerinde ukala olur çıkar başına. Küstah der insanlar, hatta sırf çok yakın arkadaşın diye sana da laf atarlar. Bilmişliği de vardır, insanı da ezer, hatta kendi sevgilisini bile madara eder.
Ama bir o kadar da saftır, olağan şeyleri anlatırsın gözlerini açar sonuna kadar şaşkınlığından. Bir şeyi izah ettiğinde anlar, diretmez, yormaz seni. Hadi şunu yapalım dediğinde gelir, naza çekmez kendini. Bilirim o da verir her şeyini, sevdiğini için. sevgilisini madara eder belki ama, en kıymetli varlığıdır o onun, o yüzden seni ezse de aldırmazsın, sevgisini bildiğinden. İçkiye dayanamaz hiç, hemen gider 2.birasında, ama çok zevklidir onun o sarhoş halleri. Dışardan bakınca o kale gibi gözüken hatun iki birada nasıl devriliyor bilmez kimseler. İçmez çünkü güvenmediği insanın yanında, o derece sağlamdır karakteri.
Bir tanesinin ismi soyismi ile kalmış akıllarda, kartvizit gibi gezen bir tip, baksan dışardan, soğuk bulursun, ağır gelir, o da esirgemez lafını, koyar gediğine çıkar gider. Atarını da yapar hiç çekinmez.
Ama bir araya geldik mi kimse çözemez bizi, öyle bir kahkaha hali alır ki ikimizi, saçmalamanın ötesine geçeriz, nerde olduğumuza bakmadan basarız kahkahayı sokaklar boyu. Sadece ikimizin bildiği bir dil çıkar ortaya. bana sister der, bilirim lafta değildir sözü, üzülürsem ya da kanarsa dizlerim düştüğümden, hemen gelir elini uzatır. Çok nasihat vermez, söylenmesi gerektiği kadar konuşur, eğer değmiyorsa salla der, keyiflendirmeye çalışır. Bana biri bişey yapacak olursa, sisterım ya, vay onun haline, demediğini bırakmaz bir başlar saydırmaya, kurtulabilene aşk olsun. Öyle de sahip çıkar.
Bir tanesi var, ankaralı mı, eskişehirli mi, izmirli mi bilinmez. Her tanıştığı insana ayrı bir şehir söyler. Atar yapar o da, bağırır üstelik. Çok sinirlenirse karşısındakine 'ağzına sıçar!' , kalıplaşmış lafları vardır. Neyin hoşuna gittiğini o engelleyemediği gülümsemesinden anlarsın. İnsanlara sorsan ona da küstah derler, kendini beğenmiş, insanları ezen.
Ama tanıştığın an yıkılır o yargıların, neden öyle düşündüğünü sen bile anlamazsın. Eskişehire geldiğim günden beri hayatımda, ve gözümü kapayana kadar da hayatımda olsun isterim onun için. çünkü bilirim ne düşündüğünü, neye üzüldüğünü, neden sevindiğini. Çünkü her şeyi anlatırım ama anlatmaz kimseye bilirim, çünkü bir güzellik görünce isterim ki o da görsün. çünkü arkadaş dost diyemem ben ona, olsa olsa kardeş derim. Bazen çok canım yanar, uyuyamam evimde, gider onun yanına yatarım, varlığı güç verir bana. Onunla geçirdiğim zaman özeldir, ayrı bir keyif alırım. Bazen oturur saatlerce dergi karıştırırız konuşmadan, ama en büyük keyiflerimizden biridir. Aynı şeyi düşünürüz çoğu zaman, aynı şeyi söyleriz zaman zaman. Görenler ikiz sanınca bizi, ikimizde seviniriz, çünkü ikimizde birbirimizi beğeniriz. Paylaştığımız onlarca şeye, tonlarcası eklenecek biliriz.
Daha niceleri var hayatımda, yanlarında büyük keyif aldığım, zaman geçirmekten deli gibi hoşlandığım, sevdiğim, daha niceleri var yeni tanıştığımız, ama hayatımda yer edecekleri belli olan, daha niceleri var henüz tanışmadığım, ama tanışınca çok sevip ömrümün sonuna kadar saklayacağım. Hayatımda olan öyle güzel insanlar var ki, saymakla bitiremem, tanıdığım için onları çok şanslıyım ben. Her birinin parmak izi gizli bende, hayatıma dokundu hepsi az da olsa bir yerde. Ve şu anki ben olmamda katkıları çok hepsinin, hiçbiri bunu bilmese de.
Bu yüzden, şunu söyleyebilirim ancak;
iyi ki siz varsınız, iyi ki dünya üzerindeki onlarca insandan, sizi tanıdım ben.
iyi ki beni ben yaptınız.
Teşekkürler..
Not: Filmin sonuna gelince, bütün bunları düşündükten sonra, içinde bulunduğum ölüm döşeğinden, ve amansız gripten bir şekilde kurtulmaya ve yaşamaya karar verdim. Sevdiğim çok insan varmış ve onların sevgileri beni ayakta tutmuş şeklinde bir 'SON' a bağladım .
lenka- trouble is a friend