18 Ekim 2016 Salı

Sen de mi P I R U S ?

Uzun zamandır konuşmuyoruz sizinle, gelin sizlere Pirus Zaferini anlatayım. Bilenleriniz var mıdır bilmiyorum, bilmeyenlerinizin ise öğrendikten sonra unutmamasını diliyorum.
Grek Kolonisi Tarentum Kralı Pirus' un Roma' ya karşı olan hayranlığı ve onu elde etme isteği sonrası Roma' yı aldığı zaferdir. Pirus güçlü bir orduya sahip savaşçı ve hırslı bir kraldır ama gelgelim Romayı almak için neredeyse bütün ordusunu feda eder, o kadar ki bu zaferinden sonra diz çöküp: "Tanrım bir daha böyle zafer gösterme" dediği rivayet edilir. Ve ne yazık ki günün sonunda fethettiği halkı tarafından taşlanarak öldürülür. 

Pirus zaferinin manası ise tam olarak şudur; yıkıcı kayıplar sonrası elde edilen zafer. Verilen zaiyata bakıldıktan sonra kazanılan zaferin bir anlamı olmaması. 

Hayatı nereden ele alırsanız alın, hepimiz her gün pek çok savaşlar veriyoruz aslında. En temel savaşımız hayatta kalmak için oluyor, ölmemek için. Pirus gibi Roma için savaş vermiyoruz belki ama kendi hayatlarımız için, paramızı kazanabilmek, iyi insan olarak kalabilmek, bir sonraki güne başlayacak nedenler bulabilmek, kendimizi, ailemizi koruyabilmek, onurlu ve gururlu yaşayabilmek, sevilmek ve sevebilmek için, ya da sadece aşkımız için sayısız savaş veriyoruz.

Fakat bazen bu savaşlardan galip çıkma isteği bütün bedenimizi öyle bir sarıyor ki, savaşı kazanabilmek için her şeyi göze alıyor, bir orduyu değil belki ama kendimizi fena halde feda ediyoruz. Aşkta ve savaşta her şey mübahtır derler ama her şeyinde bir bedeli vardır. Gören gözlerle dünyaya bakınca pek çok sahneye şahit oluyor insanoğlu da, insan bir şeyi çok istemeye görsün, uğrunda gitmeyeceği yol aşmayacağı çöl kalmıyor. Uğruna savaş verecek bir şeyler olması her zaman güzel ama sormak gerek kendine, mola verdiğinde çıktığın sefere, değer mi değmez mi diye. Çoğu kez değmeyecek savaşlar verdiğimizden, yılmış ve halsiz insanlar kalıyor bizlerden geriye. 
Sonrasında ne tanımak istiyor kişi bir daha, ne iyi insan olası geliyor, ne adalete inanıyor, ne de yaşamaktan zevk alıyor. 

Kötüleşmemek için, aşka küsmemek için, işinize sırt dönmemek için bir durun ve ne yapıyorum diyin, bu savaşı kim için ne için veriyorum. Aldığım zafer kaybedeceklerime değer mi; zamanıma, fedakarlıklarıma, verdiğim karşılıksız sevgiye, bildiğim kıymetlere, vefama. 

Eğer kendinize verdiğiniz cevap evet ise, savaşmaya devam edin gece gündüz. 
Fakat kaybınız kendiniz olmaya başlamışsanız, atın silahları teslim olun. Bırakın Roma' yı, yaşayın hayatı daha değecek savaşlar uğruna. 
Çünkü kimseye kalmadı, kalmıyor, kalmayacak.
Roma' ya da bir bilet alıverin o kadar lazımsa :)