bir taşıt olsam ve hızla akan trafiğin içine karışsam hiç durmadan yol alsam şehirden çıksam, şehirlere varsam, yaptığım yolculuğun tamamına “hayat” derdim. Pencereden akıp giden yol görüntüleri de benim hikayelerim olurdu. Zira insan geriye dönüp baktığında bazen bir roman tadında, bazense fıkra kıvamında hikayelerle karşılaşıyor. Sanırım mevzu onları yakalayabilmek ile alakalı, geniş bir perspektiften yakalayabilirseniz hayatı, acılarınızı şekillendirir mutluluğunuzu çoğaltma fırsatını yakalarsınız.
Ben de geniş açı ile alınca görüntüyü gün içinde yakaladığım küçük an'lar inanılmaz mutluluklar yaratırken, bir bulutun biçimi ve aynı bulutların güneşe geçit vermeyişi melankolik hüzünler yaratabiliyor. Ve aynı geniş açı hayatta karşılaştığım her olay ve tanıştığım her insanı değerli kılıyor benim için.
Rastlantının olduğuna inanmıyor ve hep bir nedeni olduğuna inanıyorum başımızdan geçen hikayelerin. Bazen bizi bir sonrakine hazırlamak için, bazen tatmamız gereken acıları tattırmak için, bazense bizi daha güçlü kılmak için.
ve hayatıma değen, tanıklık eden herkesten bir şey koparıp alıyor, aynı ölçüde onlara da koparıp bir parçamı veriyorum. Merak etmeyin eksilmiyor yahut bitmiyor insan, aksine çoğalıyor, kabarıyor köpük köpük, zenginleşiyor.
ille büyük şeyler almak da gerekmiyor, minimalist parçalar da hayli iş görüyor ; bir şarkı, bir şiir, bir söz bazen, bazen bir tepeden şehre bakmak, yahut gözlerden yaş gelinceye dek gülmek birlikte. Neden biliyor musunuz, birinden bir parça koparmak zorundasınız ki onu anımsayabilesiniz, bir fotoğraf çekebilmelisiniz kafanızda, o anı sonsuza uzatacak.
Ve bu parçaları topladığınızda kendiniz ediyorsunuz birazda. Sizden gidenler, size eklenenler sizi siz yapıyor bu denklemde. İşte bu yüzden ayaklarınızın sizi sürüklediği sokak bile bir rastlantı değil, görmeniz gereken bir şey olduğundan, ya da solumanız gereken havadan, belki de bir sonraki evinizi henüz evsiz bile kalmamışken oradan tutacağınız için, ya da günün birinde tanışacağınız ve o sokakta yıllarca oturduğunu size anlatacak olan o adam için geçeceksiniz oradan. Bir şekilde tanıştığınız ve hayatınıza aldığınız insanlarda rastlantı olmayacak. Biri sizi sürüncemede kalmış ve artık size zerre katkısı olmayan aksine anlamsız bir şekilde devam ettiğiniz ilişkinizden kurtarmak için girecek hayatınıza, öteki yeni bir işin, bir sonraki yeni bir seyahatin kapılarını açacak. Ve bir diğeri canınızı çok yakacak, ama o da size ders olacak ve asıl enkaz olacağınız ilişkinizden bu şekilde sağ çıkacaksınız. Kendi yolculuğunuz esnasında arabayı bir tepeye çekip geldiğiniz yollara panoramik olarak bakarsanız tatlı rastlantılarmış gibi gözüken olayların aslında sizi tam da ayaklarınızın üzerinde durduğunuz yere getiren yollar olduğunu göreceksiniz.
İşte bu yüzden, ister rastlantı diyin, ister yazgı, ama yolun keyfini çıkarın. varacağınız yere geldiğinizde elinizde yalnızca katettiğiniz yollar olacak çünkü.
Zaten yaşamak dediğin de yolculuğun kendisi değil midir?
Da Vinci' nin de dediği gibi;
“Görmeyi öğrenin, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu göreceksiniz"