Keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
Siz hiç sevdiniz mi?
Nazımın Piraye yi hatırlaması gibi hatırladınız mı birilerini unutmaya çalışmak yerine?
"Ne güzel şey hatırlamak seni
Ölüm ve zafer haberleri içinden
Hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken"
Yahya Kemalin Celile Hanımın ardından sessizce bakışı gibi baktınız mı hiç sevdiğinizin ardından?
"Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmezler ki giden sevgililer dönmeyecekler"
Orhan Velinin Nahit Hanıma bağlandığı gibi bağlandınız mı birine?
"Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar
Sade kadın değil, insan
Hür olsak der,
Eşit olsak der,
İnsanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar"
Özdemir Asafın Mevhibe' ye söyleyemediği gibi, siz de gitme demek istediniz mi hiç birine?
"Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim,
Gene de sen bilirsin"
Turgutun Tomris' de duran yüreği gibi durdu mu kalbiniz hiç birinde ?
"Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur"
Atillanın Maria' yı düşündüğü zamanlar gibi, siz de hiç tuttunuz mu kendinizi bırakmamak için?
"Eğer kendimi bıraksam
Yağmur olabilirdim
Kasımda bir çınar olurdum
Yaprak yaprak dökülürdüm
Kalbimi tutmasam"
Ümit Yaşarın Ayten' i gibi dönüştü mü sizin de zamanınız hiç birine?
"Saatim her zaman Ayten' e beş var
Ya da Ayten' i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor"
Peki ya Cemal gibi Bayan Nihayeti bulabildiniz mi ara sıra bazı bazı?
"Sen Bayan Nihayet sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli"
Siz sevdiniz mi şair gibi hiç? Karşılıksız da olsa, doya doya da yaşansa ve sonu mutsuzlukla bile bitse; elim yanar diye korkmadan uzanabildiniz mi ateşe? Aşkından ölecek gibi, onsuz yaşayamayacak gibi oldunuz mu hiç? Yahut sevildiniz mi bu kadar inceden? Dünyanızı alt üst eden birini gördünüz mü hiç?
Kendi hayatınıza hiç özenmeden rastgele birileriyle mi geçti ömrünüz yoksa? Siz söz de sevilip söz de mi sevdiniz? Ruhunuzu gördü mü birileri, birileri için hayatın ışığının rengini değiştirmeye çalıştınız mı siz?
...
Aslında bu yazıyı neden bizi sevdiğini düşündüğümüz insanlarla birlikte olmayı tercih ediyoruz diye yazacaktım. Fakat sonra farkettim ki belki de bilmiyorsunuzdur sevmeyi ya da sevilmeyi. Çünkü bir sevmek ki insanın içi titrer, bir sevilmek ki insanın içini okşar. Belki de ait olmadığınız insanlarla olmanız bundandır, bilmiyorsunuzdur sevmek işini. Belki bundandır seviyor gibi yapışlarınız.
Bilmiyorum..
Ama ben sevdim. Şair gibi sevdim, şairlerce sevildim. Sanki bir daha sevemezmiş gibi sevdim.
Bitince şair gibi üzüldüm üstelik. Sanki hepsi adına yeniden ben geride kalmışım gibi geldi. Geçti sonraları tekrar sevdim. Değiştiğim kadarıyla, daha incelikli sevdim.
Seviyormuş gibi yapamadım ama, insan öyle sevince ve sevilince katlanamıyor sanırım yürekten olmayan işlere.
Biliyorum yine olsa karşısında duramam böyle sevmelerin.
Ve biliyorum ben yine seveceğim.
Unutulan ilişkiler yerine hatırlanmaya değer aşklarınız olsun sizin de.
Sevmeyi öğrenin.
En kötü bari gerçekten sevilin...
"Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik"
Ölümünün 28. yılında büyük usta Cemal Süreya' yı saygıyla anıyorum, iyi ki yolun düşmüş buralara..