7 Mayıs 2018 Pazartesi

A Ş K L A Ş M A K

Bir ihtimaldir aşk bazen içinde kalan. .

Bir an vardır; dilinin ucunda ama adını bir türlü hatırlayamadığın o şeyi bulduğun kısacık süren bir an. Hah işte dersin ve sanki yarıştaymışsın gibi hızlıca dökülüverir dudaklarından. Ardından da temiz bir oh çekersin. 
Bir an vardır; uzunca zamandır aradığının bile farkında olmadığın o kişiyi görürsün, kısacık süren bir an çevredeki her şey kaybolur ve sen yalnız onu görür onu işitirsin. Hah işte dersin hayatımda eksik olanın ne olduğunu bir türlü bulamadığım ve kendimi tamamlayamadığım o şey sensin! Ardından mı? 

Önce onun da senden benzer şekilde etkilendiğini umut edersin sonra onu tanıma isteği her gece aklına düşürür onu. Tanımadığın birini tanıdıklaştırırsın yavaş ve emin adımlarla. Anlam yüklersin her yaptığına, gözünün buğusuna, ses tonundaki mesafeye, yürüyüşündeki ciddiyete ve gülüşündeki samimiyete. Ona acılar yazarsın ve sevinçler, eksildiği zamanları ve çoğaldığı anları düşlersin. Öyle çok düşlersin ki içinde sonsuz bir merhamet uyanır ona karşı, kıyamazsın. Bir türlü adını hatırlayamadığın o şeyin adı dökülünce dudaklarından, doğru söylediğine nasıl eminsen aynı o şekilde emin olursun birbirinizi aradığınıza ve onun da farklı bir şehirde farklı bir evin içinde benzer şeyleri düşündüğüne.

Zaten bu hep böyledir; birini sevdiğinde onun da seni sevdiğine inanırsın, aynı duyguyu yaşadığını sanırsın. Derken ihtimaller denk düşer ve bir araya gelirsin, uzun bir seyahatten yeni dönmüş gibi özlemle konuşursun. Anlatırsın içindekileri ve bildiğini söylersin onun içinden geçenleri. Ben seni bekledim dersin, aldığım bütün yollar sana varmak içinmiş dersin. Ayrılır ayrılmaz gün saymaya başlarsın, geri sayımın ona kavuşmak için başlar durur. Sen çok eminsindir kurulan yeni dünyadan, mevsimlerle alakan kalmaz sen baharı yaşarsın, bulutlara dönüp göz ucuyla bile bakmazsın güneş hep tepende gibi sıcacık olur için. 

Ve derken kurduğun dünya birden yıkılıverir. Rüyanın en güzel yerinde -sen ne olduğunu anlayamadan- kendini kabusun içinde bulman gibi. Hissedersin yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu, bunca şeyi anladığın gibi. Mevsimin kışa döner, içinde sıkıntılı bir hava yağdı yağacak. Soramazsın çünkü alacağın cevaptan korkarsın. Yavaş yavaş gelir o gün, ya sana sebepler sunar birlikte olamamanız için ya da aramaz bir daha. Sen de hak görmezsin kendine aramayı, öylece kalıverir asılı havada. 
O, ben seni sevemedim demez, sen de sevilmedim diyemezsin kendine. Benzer senaryolar kurar ona yine hak verip anlamaya çalışırsın. İçindeki merhamet kızmana engel olur, bir mum yakarsın içine olurda dönerse diye. Doğru olduğuna inandığın şeyin bir yanlış anlaşılma olma ihtimalini düşünmek istemezsin, hatırladığın o ismin doğruluğunu hiç sorgulamadığın gibi sorgulamazsın seni gerçekten sevip sevmediğini.
Zaten aşkın da böylesi güzeldir, biraz deli işidir kendi kendine uydurman gerekir.  

Gözün kapıda, kulağın telefonda kalır. Yazdı yazacak diye bekler durursun ama hiç ses gelmez ondan. Her geçen gün yazmayacağına inancın kuvvetlenmeye başlar.
Derken mum eriye eriye biter ve umudun söner.
O yüzden iyisi mi
Sen geleceksen umudum sönmeden gel..