20 Aralık 2016 Salı

K A H R A M A N L A R

Bilinçsizce dalıp izlediği şehir ışıklarını, hastane penceresinin camında birdenbire kendisini görünce farketti. Kaç dakikadır böyle duruyordu, çenesinin altına koyduğu eli ve pencere pervazına dayadığı dirseğinin acıdığını hissetti. Hastane odasına yavaşça bir göz gezdirdi, ne kadar zevksiz ve ne yaşama isteğini öldürücü diye düşündü. İnsanların kapısında umut beklediği yere, yaşamak isteği aşılamak ne kadar doğru olurdu bilmiyordu, hele ki umudunu yitiren onca insanı görmüşken, ama yine de hayatın bir tutam canlılığı ona ve onun gibilere iyi gelebilirdi şu an.

Sahi insan ne zaman umut eder oluyordu, ne zaman çaresiz kalıyor, ne zaman kendisini güçsüz hissediyordu? Yaşamanın ironisi ölümdür derdi çok sevdiği biri. İnsan kabullenmeli ve hiçbir şey kalmamalı içinde öldüğünde. 

Ölümü hiçbir zaman hesaba katmadan mı yaşıyoruz gerçekten diye düşündü, bomboş caddeyi aydınlatan sokak lambasına bakarken. İnsanları ışığa benzetirdi, doğru açıda tutarsan her şeye yetecek kadar ışık verebilecek olan, yanlış açıda bırakırsan kendini bile aydınlatamayan. 

Hastane yatağında yatan babasının derin soluk alışverişlerini dinlerken, -bu sesi bir daha hiç duyamamaktan korktu bir anda- çocuklar nasıl hep çocuk kalıyorsa, anne-babalarda hiç yaşlanmıyorlar işte diye düşündü. Türkiye de anne-baba olmanın gerçekte olduğundan daha zor olduğunu savunurdu hep, ipoteklenmiş hayatlar der; kişilerin çocukları olduktan sonra kendi hayatlarını yaşamayı bıraktığını, anne ve babaya dönüştüklerini bu sebeple de çocukların onları birey olarak algılayamadığını ve bir kahramanmış gibi sadece "anne ve baba" olarak kaldıklarını söylerdi. Ve bir kahramanın "hasta olma, ya da terkedip gitme" gibi bir durumu söz konusu olamazdı. 
Bu kahramanlar hep çok çalışmak ve minik insanlarına güzel bir gelecek kurmak ve iyi bir hayat bırakmak zorundaydı. Süper güçleri, asla pes etmeyen ya da yılmayan güçlü karakterleriydi. 
Bir evi geçindirmenin zorluğunu yahut tatile gitmenin bedelini, artık eskidiği için yerlerine alınması gereken yeni kıyafetleri, ödenmesi gereken okul ve ev taksitlerini, en son iki sene önce alındığı için artık değişmesi gereken teknolojik aletleri kısacası bütün bir hayatı çekip çevirmenin zorluğunu, kahraman olmadan anlamanın yolu yoktu. Bu yüzden çocuk bir kahraman olana dek, kendi kahramanlarının asla yenilmeyeceğine inanıyordu. 

Ve daha kahraman olmamış bir çocuk olarak, birden bire bir kahramana dönüşmesi gerektiğini, yatakta yatan kendi yorgun kahramanına bakarken daha iyi anlıyordu. Her çocuğun büyümek zorunda olduğu bir an gelir, bu da onlardan biriydi. Güçlü olma ve güç verme sırası ona gelmişti. 
Sayısız insan tanıyordu insan, her yaştan. Her biri kendine has bireylerdi; çalışan-çalışmayan, evli-bekar, komik-sıkıcı, eğitimli-eğitimsiz, akıllı-salak, yakışıklı-güzel-çirkin, tonla değerlendirmeye tabii tutuyordu. Fakat anne-babalar öyle değildi işte, ne cinsiyetleri vardı ne yaşları, ne de yaşayışları. Sanki hakları yoktu ebeveynlik dışında hiçbir şeye. Oysa kendisi hiç böyle düşünmemişti, çoğu insanın aksine o kendi kahramanlarının özgür ve anlamlı hayatlar yaşamasını istiyordu. Şimdi en büyük korkusu ise yaşanmamış onca şeyi geride bırakıp gitmesiydi kahramanının. Kendi dünyasından açılan küçük pencereleri büyütecek, kahramanına artık sadece kendi yaşamı için savaş vermeyi öğretecekti. Dünyayı gezdirecek, tadılacak onca güzel şeyi tattıracak, kulağına dünyanın en güzel ezgilerini çaldıracaktı. Pes etmemek için bundan daha değerli bir neden yoktu, kendi hayatlarını fark etmelerinden daha mühim hiçbir şey olamazdı. 

Eşi benzeri olmayan bir sevgiyle bağlı olduğu babasının öksürmesiyle daldığı düşüncelerden uyandı. Kendi çocuğuna bakarmış gibi kalbinin tam orta yerinde yoğun bir merhamet duygusu hissetti. Ve birileri elini göğüs kafesine sokmuşta ortadan ikiye ayırıyormuşçasına bir acı duydu, hemen ardından müthiş bir endişe; kahramanını yaşayacak onca güzel şey varken kaybetme ihtimalinin verdiği.

Önce kendini sakinleştirdi, sonra kalktı babasını yatıştırdı. Bütün gücünü ve inancını elleriyle, onun da hissetmesini sağladı. 
Artık o da bir kahramandı. . .






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bir diyeceğim var!