Sana mutluluğun resmini çizemem ama matkapla duvar delebilirim, yetmez mi Abidin?
Bazılarınızla tanışıklığımız vardır belki, belki de çoğunuzu tanımıyorum. Kelimelerin gücü ile belki hayatlarınıza dokunuyorum, belki de zamanınızı boşa harcadığınız ve okumaktan pişmanlık duyduğunuz satırlar olarak kalıyorum aklınızda.
Merak edenlere anlatıyorum, 25 yaşındayım, hayli çekirdek bir ailenin çekirdek ferdiyim. Aydınlıyım, Eskişehir' de okudum, İstanbul da yaşıyorum. Ve KADINIM!
Evet son cümlede vurgu var, çünkü geçtiğimiz son birkaç ayda, bunu daha yüksek sesle söylemek, daha kalın tonlarda vurgulamak gerektiğine kanaat ettim. Toplumdaki eşitsizlikten ya da kadın olmanın Türkiye de ve hatta Dünya da zor oluşundan bahsetmeyeceğim sizlere. Kendimden bahsedeceğim biraz, çünkü gidebildiği yere kadar giden, tek başına dünyayı gezmeye çalışan biriyim, yaptığı işi "erkek" gibi yapan, çoğu erkekten daha çok çalışan, çoğu erkekten daha korkusuz olan, sesini yükseltebilen, çoğu erkekten çok daha az muhtaç ve daha özgür ve daha ayakları yere basan bir KADINIM!
Merak ediyorum, kaçımız bu "KADINIM" lafını söylerken gururlanıyor? Toplumda "kadın" olmanın bile farklı bir anlam ifade etmesi yüzünden, kız çocuğu olarak kalıyor nicelerimiz. Kendi potansiyelinin farkına bile varamadan, çok da kendisine ait olmayan hayatları yaşarken buluyor kendisini. Kız çocuklarının hayalleri süslüyor onlarınkini de, evcilik oyunlarındaki beş saati sohbetlerinde annelerine benzemeye çalışarak geçiriyorlar hayatlarını. Lafım evlenenlere değil, aksine herkes çok mutlu olsun isterim ki dünyayı dar etmeyi bıraksınlar birbirlerine, lafım yapacak başka bir şey olmadığından, gidecek başka bir yol kalmadığından, öyle sandığından evlenen yahut bir ilişki yaşayan tüm KADINLARA! Onlar hala kız çocukları olduklarına inansalarda, onlar da kadın aslında.
Bireylerin sınırları tektir, farklılık yalnızca fiziki güçleridir.
Ben bir kadınım ve evimin badana boyasını yapıyorum,
ben bir kadınım ve duvarı matkapla delip istediğim rafı monte edebiliyorum,
ben bir kadınım ve son derece başarılı araba kullanıyorum,
ben bir kadınım sırtıma çantamı alıp korkusuzca yol alabiliyorum,
ben bir kadınım paramı kendim kazanıyorum,
ben bir kadınım fikirlerimi söylemekten çekinmiyorum
ben bir kadınım inandığım şeylerin ardında yıkılmadan dimdik durabiliyorum
ben bir kadınım ve değiştirebileceğim çok şey olduğuna inanıyorum
ben bir kadınım ve hepinize bu satırları yazıyorum.
"erkek gibi kız" övgüsünden, "kız gibi erkek" yergisinden uzak bir bakış açısıyla yaklaşıyorum, çünkü kadın ve erkek olarak savaş halinde değiliz biz. Erkeğin adı "zengin koca" olmamalı bizler için, yalnızca gönül yareni olabilir bizdeki gönle eş ve aksini hiçbir KADIN kabul edememeli. Satılık bir beden satılık bir ruh değil sahip olduklarımız, çok daha değerli.
"kadın gibi kadın" olmayı seçiyorum ben, yürüdüğü yollarda iz bırakan, hayatındaki insanlarda hayata dair değişiklikler yaratan, yaptığı işe katkı sağlayan, ve topluma borçlu olduğuna inanan.
Ne istemediği konusunda emin olan, ve ne istediğini bilen, değişime ve dönüşüme açık olan bir "KADIN" olarak yazıyorum bu yazıyı, seneler sonra dönüp bakabilmek için, ve belki birinizin hayatını değiştiren kişi olabilmek için.
KADIN olduğunuzu daha yüksek sesle söyleyin, KADIN olduğunuzu ve eşitliğin verilmediğini sizin onu kazanmanız gerektiğini bilerek hareket edin, KADIN olarak her şeye gücünüzün yetebileceğinden emin olarak başlayın güne, KADIN olarak ilk vazifenizin her zaman mücadele etmek olduğunu hatırlatın kendinize, KADIN olarak aynaya bakın ve GURUR duyun kendinizle!
Ve de bu yazıyı, hayatımdaki güçlü kadınlara adıyorum.
Ablama, ve anneme..
Yetmeli, Abidin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
bir diyeceğim var!