Bir sevgililer gününü daha atlatmış bulunmaktayız, ağır romantizim ve mıçmıç ilişkilerden kaçan biri olarak, babaannemle geçirdiğim ilk sevgililer gününün sevinci içerisinde kaleme almaktayım bu yazıyı.
öyle işi büyütmeden gayet cool yaşadığım bu gün için de yapımda ve yayında emeği geçenlere teşekkürü borç bilirim.
her neyse sadede gelelim;
romantikliğin öldüğü bir devirde, bir zamanlar romantik olmama şu an tuhaf bir surat ifadesiyle baksamda yine de o devrin gerçekliğinden kaçamıyorum.
romantiklik bir sanattır, bir insana gerçekten beslediğin duyguları en tatlı kelimelerle söze dökmek kutsaldır, ama ne yazık ki romantiklik yalandır..
dün osmanın aşkından ölürken bugün hayrinin peşinden koştuğumuzu bi durup düşünürsek romantikliğin haybeye bir uğraş olduğunu da farkedeceğiz.

çoğumuz biliriz ki romantik cümlelerin sonu çoğu zaman 'hıı oldu teşekkür ederim' le bitmez, bir öpücükle ya da daha fazlasıyla taçlandırılır, görev amacına başarıyla ulaşır.
ama zaten en büyük acıyı da bu romantiklik yüzünden yaşarız.
'orhan hani ben senin her şeyindim? o sürtüğe niye gittin?? hıçkk:'( '
'veli bana ayrılırsak ölürüm ben yaşayamam demiştin, ne oldu şimdi, yaşamak için gidiyorum da ne demek allahın belası!!'
'zeki senin en büyük ödülündüm ben, başına gelmiş en güzel şey, en vazgeçilmez mutluluğundum? nasıl mesajla ayrılmaya kalkarsın benden beni böylesine sevdiğini söylerken'
ve falan ve filan sürer gider bu hikayeler, hepimizin başına gelmiştir elbet çok sevildiğimizi sanarken terk edilmek!
işte bütün suç romantiklik denilen ipe sapa gelmez, 'an'ın atmosferiyle söylenmiş ve sadece 'an'lık olan sözlere kendimizi gereğinden fazla inandırmamızdan.
be salak sen sanıyor musun ki en paspal halin bile ona güzel gelecek, onca taş hatunun arasında gözleri senden başkasını görmeyecek, senin için dünyanın bir ucuna gidecek, aşkınız için her şeyini feda edecek?
sen sanıyorsun ki seni sevdiğinden kıskançlık krizine girip kavga çıkartıyor, sen sanıyorsun ki seni çocuk gibi sevdiğinden kaybetmekten öküz gibi korktuğundan, hayatındaki diğer erkeklere somurtuyor, hayatında tek erkek olmak istiyor, seni sahiplenmesi delicesine hoşuna gidiyor ya şimdi, diyorsun kendine böyle seven bulamam diye, romantik cümlelere boğup seni bağlıyor ya her defasında kendine..
aç gözünü hadi bir daha bak şöyle, seni hayalkırıklığına uğrattığı zamanları düşün, o romantik sözlerin kavga anında nasılda akıldan uçup gittiğini düşün, benim sevdiğim adam bu olamaz diye donakaldığını düşün, sevdiğinden değilde aslında hasta bir ruha sahip olduğundan yaptığı bütün kıskançlıkları düşün, o büyülü sözlerden kurtul kendine gel ve bak bakalım değer mi?
iki üç içi boş cümle uğruna iki gün sonra o kadar gözyaşı dökmeye değer mi?
yeni sevgilisiyle geçerken önünden, senin kafaları yemene, her şey yalanmış diye sanki hepsi senin suçunmuşçasına kendini paralamana değer mi?
emin ol ilk sana söylemedi o sözleri, emin ol son defa sana söylemeyecek, kendini yalanlara ne kadar inandırırsan kendine gelmen o kadar zaman alacak..ve sırf başkasının yüzünden, olan seni gerçekten sevenlere olacak..
sevgililer günün geçmiş olsun ;)
yazını yeni okudum. haklsın haklı (:
YanıtlaSil