4 Ocak 2015 Pazar

Her bıyıklıyı baban sanma!


Bilenler bilir, -bilmeyen de kendi bilir- Aydın' lıyım ben. Ege' nin sıcak ikliminde, güzel insanlarla büyüdüm. Üç buçuk yaşıma kadar bir fiil anneannemlerle yaşadım, akabinde de her tatil döneminde yanlarında kalarak bu yaşantıyı sürdürmeye devam ettim.
Babamın oğlu, dedemin erkek torunu gibi büyüdüm, merak etmeyin şu an bir sıkıntı yok :)
Anneannemlerin mahallesinde, herkes birbirini tanır, komşuluk ilişkileri alabildiğinde içten bir şekilde sürer ve mahalledeki çocuklar herkesin torunu, oğlu-kızı sayılırdı. Başımıza bir iş gelse, bütün mahalleli koşar gelirdi. Susayan çocuk gider en yakın evden su isterdi.
Sonra biraz büyüdük, balkon zamanları geldi.
Balkonda oturur Ege' liler, gelen geçenle balkondan sohbet ederler. Biz de ederdik o eski mahallede otururken, sonra yedi katlı bir apartmanın yedinci katına taşındık, sesimiz aşağılara gidemedi pek. Bakkala sepet sallardık bir de yine eski mahallede, bazen veresiye yazdırılırdı bazen sepetin içinde para yollanırdı, kimsenin de parası kalmazdı kimsede ve bakkalın hesabına güvenilirdi.
Nisan sonu dedin mi mevsim yaza dönerdi, ve yaz geceleri çocuklar dondurma almaya yollanırdı bizim orada, şimdi ki gibi tekinsiz değildi ortalık, ve benim en sevdiğim görevdi dondurma almaya gitmek ılık Ege bahar-yazlarında.
Akşamüzeri çaylarının yanında tulum peyniri ve gevrek yenir, akşamları televizyon karşısında çiğdem çitlenirdi.
Paramız varsa olmayanla paylaşırdık, dert etmezdik yani gazozu kimin aldığını, eğer baba bulursak civarda, o baba ayrım yapmadan bütün küçük çocuklara ısmarlardı mesela. Babanın da çocuklardan birinin babası olmasına gerek yoktu, kimsenin tanımadığı ama birilerinin babası olduğu belli yaşça büyük amcalar gelin çocuklar derdi, kimsenin de başına bir iş gelmezdi.
Evlerimizde insanları misafir de ederdik gelen misafire dolabı sonuna kadar açmayı da bilirdik. Ama yine de hiçbirimiz yük olmak istemezdik bir diğerine -ki bunlar hala böyle- .

Alışveriş sonrasında iyi temennilerde bulunur Ege' de bizim insanlar, hayırlı işler dilenir, iyi akşamlar denir, günaydınla girilirdi.Bu da hala böyledir orada, ve Ege de büyümüş insanlarda.
Ben sonra başka memleketler tanıdım, her yerde böyle sanırdım meğer alakası yokmuş, ondan Ege diye kategorize ediyorum, yanlış olmasın. Yalnızca Ege de diye de diretmiyorum, ille başka memleketlerde de vardır bizim gibileri.
Güleryüz ana konudur bizim insanlarda, candan, içten yaklaşırız biz, sevdik mi çoşkulu severiz, üzüldük mü de canımızdan can gider.

Bir ara İstanbullu olasım geldi ama, Egeli olmak başkaymış anladım. Tanımadığımız herkes, tanıdıktan beş dakika sonra ayrımsız arkadaşımızdır bizim. Tanışmaya değer olmayana da baştan el uzatmayız zaten.

Farkettiğim bir şey üzerine yazıyorum bu yazıyı, anlayacağınız üzere bizim taraflarda samimiyet vardır, içten gelir. Ancak memleketin başka taraflarında, gördüm ki samimiyetsizce oluşmuş samimiyetler. Ve hep çatlamış sonradan. Kazık da yemiş ahali, kazık da çakmış ötekine acımadan.
Biz insana insan diye değer vermeyi öğrendik, bana böyle öğrettiler en azından, gülümsemeyi, hayatı neşeyle yaşamayı gösterdiler, ben de öyle yaptım. Sevdim de insanları, ancak bazı insanların bazen insan olduklarını da sonradan anladım.
Gördüm ki, hep bir art niyet aranıyor samimiyetin altında, bir çıkar bekleniyor, ya da bir gönlüm sendecilik.
İsterim ki, bir açıklık getirelim buna, biz Egeliyiz arkadaş, kolkola girer, güle güle oynarız, sarılır bi öperiz aklın durur, kucakladığımızda kemiklerin kırılcak gibi olur, içtenlik taşar bizim kaşımızdan gözümüzden, zordayım dersin koşar geliriz, ama hiçbirini başka düşünceyle yapmayız.
Olur bazen hoşlanırız, ama öyle oldu mu da efelik vardır kanımızda, gider açık açık anlatırız, istemezsen anlarız, zorlamayız işimize bakarız.
Bana kalırsa hepiniz ölmeden evvel bir Ege' li seviniz, onunla bir de rakı içiniz. Sohbetimiz de iyidir hani, yanlış olmasın. İster sevgili olarak, ister arkadaş.
Ama siz siz olunuz, her selam vereni yürüyor sanmayınız beyler bayanlar, bakarsınız Egeli çıkar kadın ya da adam.
Gelin şöyle yapalım, cinsiyetinizi koyun bir kenara, iki dakika insan olalım ortak dilden konuşalım.
Canımız yanmasın :)
2015 samimiyetlerin yanlış yorumlanmadığı bir yıl olsun hepinize, gözlerinizden öperim!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

bir diyeceğim var!