doğmak, büyümek ve ölmek kadar sıradandı sevmek ve bir aşkı tüketmek..
çok fazla şey gerekmiyordu kusurlarla dolu bir insanı 'mükemmel' görmek için, sade sevmek yeterliydi..
elinde sonunda bitecek olan, gidecek yolu olmadığı halde yaşanılması için can atılan aşklar popülerdi son zamanlarda, öylesi daha fazla acı vermekteydi çünkü, bir insanı deli gibi sevmek, ve 'o' yolun sonunun karanlık olduğunu bilmek...
zamanı geldiğinde kalbini kanırtarak veda etmek...ya da hiç başlayamadan bitmek..
ayrılık sonrası iyileşmeye çalışması en fenası eğer başlamaya cesaret edilebilinmişse, onu her gördüğünde dizlerinin bağının çözülmesi, o an yere düşüp gizlemeye çalıştığın her şeyin yerlere saçılmasından deli gibi korkulması, içinden geçenleri - 'sen beni iyi sanıyorsun ama ben bittim tükendim, seni deli gibi özlüyorum, biliyorum bizim ilişkimizin yok bi oluru, ama napayım çaresizce seviyorum seni, en çok da bu çaresizliğimden nefret ediyorum, sensizliğe yenilmek o kadar zor ki, en çok da sana deli gibi sarılmak geçerken içimden sahte bir tebessüm takınıp yanından geçerken 'merhaba' demekle yetinmek yakıyor canımı, oysa ki biz seninle tek bir ruhtuk, iki bedende can bulmuştuk, bak şimdi nasılda yarım kaldım, bak şimdi ne kadar da uzağım sana, ah bir bilsen..' - söylememek hiç bir zaman..
ahh o 'zaman'..
çevrendeki insanların 'zaman en büyük ilaçtır' zırvasını en kaldıramadığın o zaman!
evet ilaçtır ama unutmaya değil, sadece alışmaya, 'yok'luğa alışmaya..
'o'nunla yaşadığın her an, ayrıldığın zaman bela olur başına, her şeyde onu arar gözlerin, telefonun çalmadığını duyarsın sürekli, iyiden ziyade daha da kötü yapar her şeyi o 'zaman' ...
işte tam o sırada, ihtiyacınız olan en önemli sıfat 'dost'tur, eğer gerçekten bir dosta sahipseniz, kahrınızı son demine kadar çekebilecek, gecenin bir yarısı 'uyuyamadım bir türlü, şöyle bir köşeye kıvrılsam ben?' diyebileceğiniz, siz ağlarken sizi güldürmeye çalışacak olmadı sizinle hüngür hüngür ağlayacak, hayallere daldıracak, 'geçicek' dediğinde gerçekten geçiceği için bunu söyleyecek, size tatlılar getirecek, iyileşene kadar siz, başucunuzda bekleyecek bir 'dost' ...
eğer böyle bir dostunuz varsa, iki kere şanslısınız..
hem o uçsuz bucaksız aşkı yaşayabilirsiniz hem de o aşkı atlatabilirsiniz, aşık olmaktan değil hiç dostunuz olmamasından korkmalısınız işte sırf bu yüzden.
çünkü o dost bilir sizi, aşkınız çok yanlış bile olsa yargılamaz ve der ki; ben burdayım, git yaşa istediğini ;)
http://fizy.com/#s/103qfi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
bir diyeceğim var!